28 Temmuz 2009 Salı

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Sorun Gerçekten Bilet Fiyatları mı?

muze-pazarlama-marka-yonetimi-adana-muzesi15 Temmuz tarihi itibariyle Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı 83 müze bedava gezilebiliyor. Bu uygulamaya sebep olarak da bu müzelere halkin ilgi göstermemesi ve tur rehberlerinin bu müzeleri rotalarına dahil etmemeleri gösteriliyor. Basında yer alan haberlere göre ziyaretçi sayılarında gerçekten bir artış sağlandığı da görülüyor. Peki sonuçları açısından doğru gibi görünen bu uygulama gerçekten problemi çözebilecek mi? Belirlenen bu 83 müzenin daha önce rağbet görmemesinin nedeni bilet fiyatlarının pahalılığı mıydı?

Türkiye'nin her yerindeki kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı müzelerde bilet fiyatları sabit ve çok pahalı olduğu da söylenemez. Ayrıca 20 YTL verip bir yıl boyunca bütün bu müzeleri istediğimiz kadar gezmek gibi bir ayrıcalık da bizlere sunuldu. Bilet fiyatları bakımından aralarında bir fark bulunmayan müzelerden bazılarını yüzbinlerce kişi ziyaret ederken (yabancı değil yerli) bazılarının ziyaretçi sayıları yerlerde sürünüyorsa bence sorunu başka bir yerde aramak lazım.

Kimileri diyebilirki sonuçta ziyaretçi sayısı arttırılmış görünüyor. Sürekliliği olmayan bu artışın müzeye hiçbir faydası yok. Yıllarca müzenin önünden geçmiş ve içeride ne olduğunu hiç merak etmemiş; bir gün bedava olunca bir göz atmak için içeri girmiş ve bir daha da müzeye uğramayacak suni ziyaretçiler yaratmanın Türkiye müzeciliğine de kültür hayatına da bir fayda sağlayacağını düşünmüyorum. Herkes bedava sunulan birşeyi bir kere deneyebilir. Burada asıl önemli olan bu kişilerin müzeye bilinçli olarak gelmelerin ve müzeden birşeyler alarak çıkmalarının sağlanmasıdır.

Tam bu noktada birçoğumuzun hala alışamadığı pazarlama kavramı tekrar karşımıza çıkıyor. Müzeyi "bir süre" ücretsiz ziyarete açarak bir tanıtım kampanyası yapılmaya çalışıldığını düşünelim. Asıl önemli olan ziyaretçilerin içeride ne görmeyi bekledikleri ve müzenin beklentileri karşılayıp karşılayamadığıdır. Hiçbir pratik fayda vadetmeyen birşeyi bedava bile olsa kimse talep etmeyecektir. Müze ziyaretçilerine mutlaka bir fayda sunmalıdır. Ziyaretçi geldiği zaman müzeden ne beklemesi gerektiğini bilmelidir. Yani müze ziyaretçiye sunduğu faydalar konusunda bir algı yaratmakla yükümlüdür. Bu da ancak müzenin "pazarlanması" ile mümkündür.

Diyebilirsiniz ki müzenin parası yok televizyonda reklamlar, gazetelerde afişler yayınlayamaz, Billboardlara boy boy ilanlar veremez. Zaten vermesin de gerek yok. Müze mutlaka parasını daha faydalı şeylere harcamalı. Hem zaten pazarlama illa ki çok büyük bütçelerle yapılacak diye birşey de yok. Müze çok rahat bir şekilde pazarlama faaliyetlerinde interneti bir ortam olarak kullanabilir. Hem de doğru kullanılması durumunda geri dönüşü çok büyük bir pazarlama aracı olacağının garantisini verebilirim. Sosyal ağ siteleri, bloglar, müze ile ilgili uygulamalar, oyunlar gibi birçok mecra kullanılarak müze ilgilisine direkt olarak ulaşılabilir.

Ücretsiz müze gezisi uygulaması ancak ve ancak müzenin tanıtım kampanyasının küçük bir parçası olabilir. Bu da ancak müzenin ziyaretçiye sunduklarına çok güveniyorsanız faydalı olur. Eğer müze ziyaretçiye birşey katmıyorsa, bedava bile olsa, ziyaretçi bunu bir zaman kaybı olarak görecektir. Kendisi için zaman kaybı olarak görmesinden daha kötü olan şey ise başkalarına da bunu bu şekilde anlatması olacaktır.

Eğer Türkiye müzeciliğinin gelişmesini istiyorsak önce sorunu doğru belirleyelim lütfen. İhtiyacımız olan suni ziyaretçi artışları ile kendimizi kandırmak değil; müzelerimizi çağdaş sergileme ve işletme standartlarına kavuşturmak, personel eksiklerini gidermek ve mutlaka pazarlama fonksiyonunu kullanmaktır.

10 Temmuz 2009 Cuma

Bursa Kültür Organizasyonlarına Devam Ediyor

Yaşayan bir Müze Kent olmayı hedefleyen Bursa hedefine doğru hızla ilerliyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında Avrupa Müze Forumu'na ev sahipliği yapan Bursa Büyükşehir Belediyesi şimdi de Dünya Kaleli Kentler Birliği'nin Sempozyumuna ev sahipliği yapacak. 9-12 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek ve 28 farklı ülkeden 153 şehrin temsilcilerinin bulunacağı sempozyumun hazırlıklarını incelemek için gelen Dünya Kaleli Kentler Birliği Başkanı John Price, Bursa'yı çok beğendiğini ve Başkan Recep Altepe'nin surlara yönelik gerçekleştirdiği çalışmaları takdirle karşıladığını belirtmiş.

Ülkemizde kültür organizasyonlarındaki İstanbul tekelinin kırılıyor olması çok büyük bir gelişme. Dünya kültür hayatına tek bir şehirle değil birçok şehrimizle damga vurmamız lazım. Bursa kendi kültür zenginliğini doğru şekilde vurgulayarak ve ona sahip çıkarak değerini yükseltiyor. Bu bağlamda Bursa'da yeni müzeler açılıyor, kültür ve sanat merkezleri kuruluyor, Tarihi Kentler Birliği gibi bir birliğin ortaya çıkmasında öncü oluyor. Böylece dış dünyaya Türkiye'nin tek değerli ve görülesi yerinin İstanbul ya da kıyıları olmadığını gösteriyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesini ve bu organizasyonların Bursa'da gerçekleşmesine katkıda bulunan herkesi kutluyorum. Umarım başka şehirler de Bütün bir şehri müze gibi görür, ona aynı kıymeti verir, aynı özen gösterirsek sonuçların ne olacağını görür, markalarını böyle konumlandırır ve meyvelerini toplamaya yakın zamanda başlarlar.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...