19 Ağustos 2010 Perşembe

Museum of London Geçmişe Bir Pencere Açtı: Streetmuseum

 “Museum of London”  teknolojinin müzedeki yeri konusunda yeni bir ufuk açtı. Londra’nın kent müzesi binasının sınırlarını aşarak kente yayıldı.

Londra’nın geçmişi artık iPhone telefonunuzda!

“Streetmuseum” adını verdikleri bu iPhone uygulaması ile müzenin koleksiyonunda bulunan 200 fotoğraf ile Londra’nın bugünü ve geçmişini karşılaştırabiliyorsunuz.  

Nasıl mı?

Uygulamayı yüklediğinizde karşınıza çıkan Londra haritasına bakarak GPS ile size en yakın olan fotoğrafın olduğu lokasyonu bulun. Telefonunuzun kamerasını günümüz Londra’sındaki o sahneye doğru tutun ve işte geçmiş tam karşınızda! O sahne ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak istiyorsanız ekrandaki bilgi butonuna basmanız yeterli. Fotoğrafların tamamına müzenin internet sitesinden de ulaşabiliyorsunuz.

Londra Müzesi bu uygulama ile telefonumuzu geçmişe açılan bir pencere haline dönüştürüyor ve müzenin sınırlarını genişletiyor.

Şu artık göz ardı edilemez bir gerçek ki müze teknolojiyi kullanarak daha fazla kişiye ulaşabilir. Müze binasına ulaşamayacak olan kişileri de izleyicileri haline getirebilir. Müzenin misyonu da bu değil mi zaten? Mümkün olan çok kişiye hikayesini anlatmak... İşte teknoloji bu misyonu gerçekleştirmenin en etkili aracı olarak çok büyük bir fırsat sunuyor müzelere. Tek ihtiyaç olan bunu fark edecek müzeciler. 

Bu örnek daha doğru düzgün bir internet sitesi bile olmayan müzelerimize yeni ufuklar açar umarım!

13 Ağustos 2010 Cuma

Guggenheim Müzesi Markasının Gücü

Müzeler için markanın yaratabileceği gücü en iyi özetleyecek şeylerden biri de budur herhalde!

Frank Lloyd Wright'ın tasarımı olan ve 1959 yılında tamamlanan New York' daki Solomon R. Guggenheim Müzesi beton parçalarından bir takı koleksiyonu oluşturmuş. Bu koleksiyonun özelliği ne mi? Bu beton parçalarının müze binasının 2007 de tamamlanan restorasyonu sırasında toplana parçalar olması.

"Guggenheim Müzesi'nin bir parçasına sahip olma fırsatını kaçırmayın!" sloganı da yaratılan bu marka değerinin bir göstergesi.

Berlin duvarı gibi Guggenheim müzesinden de bir beton parçasına sahip olmak isteyecek birsürü kişi vardır eminim. Çünkü bir beton parçası, eğer Guggenheim Müzesi binasından kopmuşsa, bir kadının boynunu süsleyecek bir değer yaratabiliyor insanların gözünde. Hem de yüksek bir bedel ödemeye razı olarak...

Türkiye'de böyle bir koleksiyonu bu kadar yüksek fiyatlarla sunabilecek marka değerine sahip bir müze biliyor musunuz?

6 Ağustos 2010 Cuma

Prens Adaları Müzesine Kavuşuyor |Adalar Müzesi|Müze|Müzeler|Müze Resimleri

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden biri olan "Adalar Müzesi" temmuz ayında açılan süreli sergisi ile yola koyuldu. Sergi Büyükada Çınar Müze Alanı ve Büyükada İskelesi'nde ziyaretçilerini bekliyor.

Müze'nin açılışı ise 10 Eylül'de Büyükada Aya Nikola Hangar'da gerçekleşecek.

İstanbul'un ilk çağdaş kent müzesi olma idiasındaki bu müze projesinin önemi büyük. İstanbul'da tek bir kent müzesi yerine kent mozaiğini en iyi yansıtacak böyle birçok kent müzesi kurulması fikrini destekleyen bir oluşum aynı zamanda. Bu kent o kadar büyük bir zenginliği içeriyor ki tek bir müze bunu hakkıyla yansıtamayabilirdi. Prens Adaları'nın kültürü "İstanbul Kent Müzesi" nin bir bölümü olmaktan daha fazlasını hak ediyordu kuşkusuzç

Adalar müzesi obje, belge, fotoğraf ve sözlü tarih çalışmalarıyla geçmişten dünümüze adaların tarihini anlatıyor. Müze, süreli sergiler ile ziyaretçileri sık sık adalara çekeceğe benziyor. Statik bir müze ve arşiv olmak yerine "yaşayan bir müze" olmayı hedefliyor. Öyle ki müze daha tam anlamıyla açılmadan etkinlik takvimini doldurmuş bile. 31 Temmuz’da ön açılış ile başlayan ve 10 Eylül'deki Müze açılışına kadar etkinlikler hız kesmeden devam edecek. Bu etkinlikler konserler, canlandırmalar, yarışmalar, belgesel-film gösterileri, söyleşiler, toplantılar gibi çok çeşitli. Yani herkes kendi zevkine uygun bir etkinlik mutlaka bulabilir. Adalar Müzesi etkinlik takvimine buradan ulaşabilirsiniz.
Onsuz bir İstanbul düşünemeyeceğimiz Adalar'ın artık ulaşabileceğimiz bir belleği var. Çam ağaçlarının altında piknik yapıp, bisiklete bindiğimiz, vapur yolculuğunda derin düşüncelere dalıp martılara simit attığımız Adalar'a artık müzesini görmek; onu daha yakından tanımak için de gideceğiz. İşte o zaman Adalar'ın dış güzelliği kadar geçmişten günümüze taşıdığı kendine özgü yaşam kültürü ile iç güzelliğine de hayran kalacağız.

Müze için bir de internet sitesi hazırlanmış. Site müze ile ilgili bilgi edinme imkanı ve etkinlik takvimini sunmasının yanısıra oluşturulan arşive de ulaşma imkanı sağlıyor. Siteye kayıt olarak müzenin etkinliklerini yakından takip etmekte fayda var.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...