6 Haziran 2009 Cumartesi

Ah Şu Müzelerin Bir Dili Olsa da Konuşsa

Müzede Bir Gece filminin ikincisi de birincisi kadar güzel. Doğa tarihi Müzesi'ndeki balmumu heykeller ve minyatür adamlar bu sefer Washington'daki Smithsonian ana depolarına taşınıyorlar ve bizim yaramaz Capuchin cinsi maymunumuz Dexter'da Akmenrah'ın tabletini çalmış! Tabii gece olunca bütün Smithsonian arşivi canlanıyor ve macera da başlıyor...

Bu film çocukların çok hoşuna gider şüphesiz. Ama büyüklerin, hatta özellikle müzecilerin çok hoşuna gideceğini düşünüyorum. Hangimiz istemezdik ki müzedeki eserler canlansa ve bize kendilerini anlatsalar... Aslında yapmaya çalıştığımız bütün iş de bu değil mi: eserlerin kendilerini anlatmalarına yardımcı olmak. Filmde de tema bu zaten. Müzeler tarihin canlandığı yerlerdir diyorlar ve müzenin o mistik, eğlenceli olabilecek ve aynı zamanda farketmeden birşeyler öğrenilebilecek bir mekan olduğunu gösteriyorlar.

Film çok güzel evet ama beni hüzünlendiren yönleri de olmadı değil tabii. Bizim Smithsonian arşivi gibi bir müze arşivimizin olmaması mesela. Bırakın eski sergileme elemanlarını arşivleyecek bir yerimizin olmasını, orjinal eserleri depolamak için bile yeterli ve uygun depomuz yok ne yazıkki. Aslında eski sergileme elemanlarını aşivleyen ya da arşivlemeyi düşünmüş olan bir müzemiz var mı merak ediyorum.

Bir gün bizimde içinde film bile çekebilecek kadar güvendiğimiz depolarımızın olması dileklerimle herkese iyi seyirler...

Bir de bu filmi izledikten sonra çocuklarınız müzeye gideceğim diye tuttururlarsa onları İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne götürebilirsiniz. Duyduğum kadarıyla dikkatli bakar ve dinlerseniz oradaki heykeller de size kendilerini anlatıyorlarmış...

5 yorum:

  1. ilk film hayatımda maruz kaldığım en büyük işkencelerden biydi... fethiye hoca nın müzecilik yönetiminde bunu izlettirmesi ise başka bir handikap... bir filmin müzede geçmesi, müzeyi sevimli gösterme falan tamam, ama tarihte, kültürde zıpır holywood un eşeği değil... atillayı mağra adamı yapmak, romayı aşağılamak, fazlasıyla basit ve aşağılayıcıydı

    YanıtlaSil
  2. Bana göre, ikinci film ilkini tamamlayan ve yine her saniyesi heyecan verici bir filmdi :)

    Filmin amacı zaten, Ben Stiller'ın da serinin ilk filminde birkaç kez söylediği gibi "Müzelerin tarihin hayat bulduğu" olgusunun genç bir hedef kitle tarafından anlaşılmasıydı.

    Hollywood daha çok kişiyi müzeye çekebilmek için çok iyi bir senaryo bulmuş.

    Klasik müzeciler gibi olaya bakarsak, müzelere geniş kitleleri çekmemiz ve bu kitlelerin kültürel ve sanatsal düşünme yeteneklerinin gelişmesini sağlamamız son derece zor olur.

    Zaten bu sitenin amacı da müzelerin her yaştan ve SES grubundan kimsenin keyifli vakitler geçierebileceği, bir şeyler öğrenebileceği mekanlar olduğunu gösterebilmek.

    Özellikle Türkiye gibi kültür, tarih ve sanata duyulan ilginin henüz olgunlaşmadığı bir ülkede bu tip filmlerin geniş kitlelere ulaşmasını ümit ediyorum

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Görüntü kalitesi fena sayılmaz ama kurgu iyiydi.

    http://www.mehmettanlak.com/

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...